Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şarkımın Sözleri

Yükselsek keşke, yerden bir santim yükselsek yeter. Eksildik. Uzansak şöyle, hiçbir şey de sırtlanmamıştık oysa. Yorulduk.   Bazen uçmak iyidir. Hafifletir. Uçamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki kokular. O anı yaşama hissi. İklime göre dönüşür. Ağaçlara sormak lazım.   Akmayınca kendini ifade edemiyorsun. Kafanı karıştıran isteksizliğin. Umursayan senin yargıcın. Hissetmedikçe düşünmüyorsun. Üzülen senin çelişkin. Az şey isteyen bir doyumsuzsun sen.   Uyumak iyidir. İyileştirir. Uyuyamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki inişler. O her şey yolunda hissi. Bir anda değişir. Çıkışlara sormak lazım.        
En son yayınlar

Dinleniyorum

--> Sol gözüm kördü rüyamda. Bütün baktığımda görüyordum eksikliğini. Sağdan bakınca her zaman olduğundan daha   azını görüyordum. bakmıyormuş gibi yaptım, çok zorlandım.  Hiçbirini düşünmeyip kendini düşürtecek kadar zorladı o da. Kafayı ona takıyodum. Zor geliyordu eksik görmek. Ne gerek vardı? Düşsün o da. Ama oluyordu. Bir tarafı kör konuşup duruyordu durmadan. Sen ben hiçbirisi gibi değil. boşvermeyi bilmiyordu gerektiği kadar, gerektiği yerde. Sınırları iyi bilerek zorlamadan görürdü minnoş. rüyamda kör. bir tarafımın gözü. gözlüksüzlük kimse ezilemez ve kimse ezemezdi sonucunda gerçekliğimizde.

Beni ya sevmeli ya öldürmeli

O değil değil mi? İnsan olmak o değil, her gün bir çok yerde verdiğin karara göre. Bu değil. Denk gelemiyorsun ya dünyadaki adaletsizlik ile. Sen ve etrafın başka çünkü. Ne kadar anlamsız değil mi? Bir kere en başta, bütün olayımız farklı. Bütün genetiğimiz, bütün geçmişimiz, bütün aldığımız, alabildiğimiz, tuttuğumuz, bıraktığımız, sindirdiğimiz, önemsediğimiz. Yan yanayken baktığımız aynı noktayı gördüğümüz açı bile farklı. Basit cümlelerle söylüyorum. Derin bile değil, net. Ben bazı insanlara tahammül edemiyorum. sen bazı insanlara tahammül edemiyorsun, hepimiz sevmiyoruz bize göre bir şeyler. hepimizin orta yolu bulunup genel kurallar koyulmuş. Ne oluyor biliyo musun? İnsanlar denk gelmiyor diyorlar. İnsanlar denk gelemezler. Tek yapabildikleri sanmak ve inanmak. İyi yaptıkları tek şey sevmek. Nefret insanların en büyük kendini bilmemesi diye düşünüyorum. En net dağılışıdır insanın öfkeye tutulmak. Hırslandıkça kötüleşiyoru

Nedir onun adı?

İkili olan her şey saygı bitince bitiyor. Saygısız olanlar ise ya sahtekar ya mecburi oluyor. Belli de oluyor. Sevgi, aşk her şey saygı oldukça doluyor. Hem ne biçim güzel geliyor, hem de ne istiyorsun baktıkça. Mutsuz bile olsan saygı duyduğun bir aşkın içinden çıkamıyorsun, fazla bile olsa saygı duymadığın kişi sana eksik geliyor. Tüm çoğullukların temelinde çıkar var. Bunu olumlu görüyorum. Çıkar hangi gün kötü bir şey oldu? Salt kalp kırmanın ötesinde, dürüst ve nazik olmayanlar ve tabii ki yine kendini her şeyin en ötesi sananlar bu işi bozdu. Bir de adaletsiz dünya:) Denk gelememeler, belki de ömür boyu. Konuşamayacak kadar başka kafaya düştüğün bir yakınına ne kadar saygı duyabilirsin? Sana sebep olabildiği kadar. Yoksa sebebin hep başka. Anlayan saygı duyar mı? Sebebini bulamadığın için bütün bunlar. Çünkü sebebi yok. Saygısı bitti. Gözleri bir dünyaydı. Bakmadım en son hiç. Çünkü aslında anlamsızdı. Kimseye saygı duyamayacak kadar kendini maddeyle sınırlandırmışt

Mal

Bazen ne biçim gece oluyor gündüz. Yokluğunda. Bıraktığımda bu hisse kendimi, ki bırakmamak gibi bir tercih olamıyor bazen bulunduğum yerde, her şeyi bırakıp gözlerini düşünüyorum. Nasıl bir anlamsa o gözlerin, görmesem bile yakıyor. Baştan beri gözlerin beni tutuyor. Nasıl bir yandıysam güle güle.   Ağlaya ağlaya sönmüyor yokluğun. Ellerin diyorum, el nedir? Ben böyle şeylere bakmam ki. Tombik ellerinin bir şey anlatırkenki tuhaf hareketleri. Onlar benim gibi geliyor, bencilce, vahşice kıskanıyorum o saçma ellerini. Nasıl bir sahiplendiysem, için için. Dışarı çıktığım anda yabacılıyorum. O köşede beklerkenki mahzunluğun sebebim olabilirdi. Ben gelirken ki umursamaz duruşunun ardında aydınlanan yüzün de gerçeğim. Gündüzlereydi sevdam. Sanışlarımı inanışa çeviren o köşe oldu. Nasıl inandıysam mutlu mutlu. Mutsuz mutsuz bitiremem. Sen hep varsın. Yokken bile. Sen hep yoksun varken bile. Benim gibi ama değil de. Sanki parçamsın tamamlayan gibi. Ne kadar eksiksin

Vazgeçtim

Yıllardır aralayıp durduğu bir kapıyı ardına kadar açtı. Kapıyı açtı ve hatırladı. Rahatladı. Sürekli yattığı yerden kapıyı kesiyordu.   Acaba kim gelecekti. Tüm olasılıklara inanmak istiyordu. Verdiği en büyük emek ciddiye almaktı. Evet emekti bu ona göre. “Keyif” diye bağırdı içerden pembe zürafa. Sadece keyif. “Basit” dedi yeşil kupa. Sadece sabret. İkisinin aynı gün konuşacağı tutmuştu. Herkesi temiz tutmak için harcadığı çabadan dünyanın haberi yoktu. Çünkü çabaları da hiçbir şeyi gibi normal değildi. Her şey bir oyun diye düşündü. Ve o, bu ara oyunlardan inanılmaz sıkılmıştı. “Hayatının bu dönemine girdin” diye fısıldadı topaç. “Önemli olan kararlı kalabilmen”.    Öyle miydi?    Kalktı ve kapı önünü kontrol etti. Kimse yoktu. Kapatsam mı diye düşündü. Galiba her şey sadece kararlıyken anlam kazanıyordu.

Delilikten bahsederken, deli görse aklı çıkar

Yoruldum ama yaşamak gibi. Coşmak gibi yoruldum. Değer biçeceğim her şeyi iki kere düşünür oldum. Herkesi çağırır İstemediklerimi sonradan iteler oldum. Durulmaya direnirken mi bu kadar görünür oldum.  En çok boşverdiğim rahat Biri bütün kıtalara ayak basacak Öbürü yanı başında dünyalar olacak. Sana sonunda hiçbirşey kalmayacak Gerçekleri konuştukça iletişim Gerçekten seviştikçe iletişim keyif İçine aldabildiğin kadar keyif devam yabancıladığın anda herşey yapay Sürdürmekle gurur duyduğun her şeyi mecburiyetler Sürdürmeyi asla amaçlamadığın her şeyi keyifler oluşturuyor Çentik çentik var oluşun. O yüzden hazcılığın sonu zor. Tutamak yok. Gün gelir, bulanırsın. Günler olur kalmaz. Ne kadar defolusun? En iyice hallerin, En kötü hallerin, Ve en rahat halin Bir fıkra ortamı oluşturur Gülüyorsan iyi Gülmeyi sürdürüyorsan çok iyi Gerçeğini gülüyorsan optimum Geri kalan her şey bir takım Sus artık bazen zamanı