Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım 7, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Denizlere ve geceye çıkar keyif sokakları

Bir ara sürdük kendimizi piyasaya da karşılıklı dağıtmaya başladık ya duygularımızı. Ben orasını kaçırdım işte. Uyuyordum heralde. Her şeyin karşılıklı olduğu düzeni alamazken hayvansı bünyeme, üstüme giymeye çalıştığım egolar hep bol geldi ruhuma. Zevk alırken cehaletimden, rahatsızlıklar oldu bazen midemde. Sanki bir gün bu savaşların içine uyandım. Yaşamamanın dibine vurdum belki de. Bana en tam gelen elbisemle, gösterişsiz aykırılığımla keşfederken kendimi, önce uyuşturdu, sonra güldürdü ve en son çözdürdü dünya bana. Kendi kendine. Dönerken o. İçine girmeden kolayladığım muhteşem bir yol gördüm önümde. Yanımda. Sağımda. Solumda. Ve arkamda. Bakış açımın aldığınca. Hayallerimce. Sense hiç yorma kendini. Ben açıklarım ona. Bizim hep kaosla huzur arasında bir sınırda buluşacağımızı. Ona anlatırım bütün gördüklerimizi. Yaşarken onunla daha önce görmediklerimi. En işlenmemiş güzellikleri. Bazen kaybetsek de hep bulduğumuzu söylerim ona ben. O da biliyor ya sonum olmadığını. Bilir o be

Eser mi dersin?

İnsan doğası iyi olmaya çalışır. Zeki değil ama çalışır. Bazen doğallık ve saflık iyilik, güzellik. Bazende pis bir oyun gibi. Kocaman bakan o vahşi gözler. Pis bir oyun. Ama oyun kendi kurallarımızla. İşimize geldiği gibi. Gidelim işte. Bir an yine, bir yerlere aidiz sanalim. Sonra geçsin o his. Biz yine özgür olalım. Yarın yaşlanalım. Bedenlerimiz eskidikçe. Bırak kafamızı duvarlara vuralım. Ama yaşamış olalım. Mümkün olan tüm yerleri. Bazen sanki bıraksın herkes ve dünyanın sonu gelsin. Sanki bazen bırakalım da dibe vursun herşey, bir nefeste. Sanki en gerçek duyguymuş gibi dibe vurmak bazen. Ve bazen de herbişey sanki. Yine de dünyanın en mutlusu bi şekilde biz olalım. Sevgilim.

teninle tanışmanın zamanı

Neye inanıyorsun dedin. "Aşk" dedim. Bunu da bana öğretilenlerden sandın. Senin sanrıların dağıldıkça görüyordun benim inandığım şeyi. Vakti gelmişti, tüm çözümsüzlüklerde biz çözüldüysek o zaman büyü buydu. Anlam yüklemekten kaçarken kendimi ortasında bulmuştum her şeyin.Yine açmıştım kendimi bir büyü bhanesi bulup, oysaki her yabancı gibi,insanlıgım fazla geldi dengemiz bozuldu. onsevismemiz uzadı yine toplumla, bana yine hazır degil.işte tam da bu yüzden ateste caydanlık camda yagmura gitmek istiyorum. kacmak degil, sorularım hiç bitmeyecek sadece oldugum seyi saklayamadıgım çok açık. Yaptığın her şeyi sevmek tutarsızlığı içinde kendini pek sevmemek sınırında hem de yokolma istegiyle nefes aldım. Degistirmekte ya da kabul etmekte degildi ki hesabım.farklı öğretilerle aynı yola çıkar iyi insanlar. İyiliği bile sorgulamadım,saygı duydum. Kendin dışında sorguladığın her insanla kaçırırsın ayrıntıları,korktum. İki çeşit insan vardır hayatta. kimileri tüm hayatını bina gibi inş