Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos 22, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kelimelerle oynamak kadar güzel bir şey varsa, o da yürümektir sınırlarda. bu yaşlarda.

İnce bir çizgide yürüyorum her cambaz gibi. Arka yakındaki özgür bırakılmayan beyinler dalga geçiyor, yüzlerindeki umutsuzluk, mutsuzluk korkutuyor. Herkesin arayış içinde olduğunu unutan yüzleri arayışların hepsinin yılgın ruh halleriyle olması gerektiğini haykırıyor sanki. seni de görücez diyor onların kederli martıları bana çarparak geçerken. Oysaki bakılmayan taraftan bakıyorum ben. martıları komik buluyorum, çıkardıkları sesler eğlendiriyor beni. ben yeni bırakmışım geçmişi, yeni karşılıyorum yaşamın güzelliklerini. Ön uzakta mutlu son netleşiyor. Mutlu ve son işte. Oysaki ben yolu seviyorum aslında sadece. O ince, korkutucu, loş ve umut veren yolu. Sonu umrumda değil. Atlayacağımı biliyorum mutlu sona gelmeden daha. Belki de bambaşka yollar bulmaya. korkaklık değil bu, tersi de değil ama. mühim olan keşfetmeyi bırakmamak hala. ben gezerim oturduğum yerlerden yine, kaç cambaz ulaşır mutlu sona, kaç cambaz korkar geri döner kederlere ya da atlar sonu gördüğünde neşeyle. Kim bilir