Ana içeriğe atla

kelimelerle oynamak kadar güzel bir şey varsa, o da yürümektir sınırlarda. bu yaşlarda.


İnce bir çizgide yürüyorum her cambaz gibi. Arka yakındaki özgür bırakılmayan beyinler dalga geçiyor, yüzlerindeki umutsuzluk, mutsuzluk korkutuyor. Herkesin arayış içinde olduğunu unutan yüzleri arayışların hepsinin yılgın ruh halleriyle olması gerektiğini haykırıyor sanki. seni de görücez diyor onların kederli martıları bana çarparak geçerken. Oysaki bakılmayan taraftan bakıyorum ben. martıları komik buluyorum, çıkardıkları sesler eğlendiriyor beni. ben yeni bırakmışım geçmişi, yeni karşılıyorum yaşamın güzelliklerini. Ön uzakta mutlu son netleşiyor. Mutlu ve son işte. Oysaki ben yolu seviyorum aslında sadece. O ince, korkutucu, loş ve umut veren yolu. Sonu umrumda değil. Atlayacağımı biliyorum mutlu sona gelmeden daha. Belki de bambaşka yollar bulmaya. korkaklık değil bu, tersi de değil ama. mühim olan keşfetmeyi bırakmamak hala.
ben gezerim oturduğum yerlerden yine, kaç cambaz ulaşır mutlu sona, kaç cambaz korkar geri döner kederlere ya da atlar sonu gördüğünde neşeyle. Kim bilir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

an, anlam ve anlaşmak. ve bir o kadar sik, siklem ve sikleşmek.

Hani bir kıza kötü yola düştüğü için acınır ya.  O ney la?  Kim nereye düşüyor?  Ve düşenin arkasından kim bakıyor?  kim acıyor ve, Hangisi yargılıyor? Uzun kıvırcık mı saçı? Bugün onu bir bulsak ve ağlasak.  Düşmeyip de acıyanın arkasında kim var?  Kim belirliyor senin dünyadaki yerini?  Küçük yaşantım minnacık yaşamlarla bulanıyor.  Bulantılar hep kendime dair,  Bakıyorum da herkes bituhaf yaşıyor.  Para ve ilgi her daim göz boyuyor. şaşırmıyorum. Ve ben de bakıyorum. Denk olmanın bu kadar zor olduğu bu dünyada, Birey olmak bir yalandan ibaret.  Hangi kadın görmüş ki kendisiyle savaşmayan bir erkeği, ve tam tersi ve hangi insan kendi olmuş, herkesin dışına çıkmış,  kim ne yapmış, ve hangi koşul beliriyor bu gerçeği?  bence insanoğlu tümden bıraksın bu işleri.

Şarkımın Sözleri

Yükselsek keşke, yerden bir santim yükselsek yeter. Eksildik. Uzansak şöyle, hiçbir şey de sırtlanmamıştık oysa. Yorulduk.   Bazen uçmak iyidir. Hafifletir. Uçamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki kokular. O anı yaşama hissi. İklime göre dönüşür. Ağaçlara sormak lazım.   Akmayınca kendini ifade edemiyorsun. Kafanı karıştıran isteksizliğin. Umursayan senin yargıcın. Hissetmedikçe düşünmüyorsun. Üzülen senin çelişkin. Az şey isteyen bir doyumsuzsun sen.   Uyumak iyidir. İyileştirir. Uyuyamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki inişler. O her şey yolunda hissi. Bir anda değişir. Çıkışlara sormak lazım.        

Dinleniyorum

--> Sol gözüm kördü rüyamda. Bütün baktığımda görüyordum eksikliğini. Sağdan bakınca her zaman olduğundan daha   azını görüyordum. bakmıyormuş gibi yaptım, çok zorlandım.  Hiçbirini düşünmeyip kendini düşürtecek kadar zorladı o da. Kafayı ona takıyodum. Zor geliyordu eksik görmek. Ne gerek vardı? Düşsün o da. Ama oluyordu. Bir tarafı kör konuşup duruyordu durmadan. Sen ben hiçbirisi gibi değil. boşvermeyi bilmiyordu gerektiği kadar, gerektiği yerde. Sınırları iyi bilerek zorlamadan görürdü minnoş. rüyamda kör. bir tarafımın gözü. gözlüksüzlük kimse ezilemez ve kimse ezemezdi sonucunda gerçekliğimizde.