Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 15, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

hatırlamak, istemek, inanmak ve olaylar

İnsanların kendilerine, dolayısıyla birbirlerine olan güvenlerini sarsarak egoyu dürtmek kapitalizmin insanı en büyük mal yerine koyuşu olsa gerek. Kısır döngünün haddi hesabı yok zaten dünyada. Anlamadığını kötülemek gibi, ama gerçekten anlamadığını, hiç anlamaya çalışmadan. Kendini bıraktığında bahsetmek istediğin düşlerin, ancak eşitlikte gerçek gibi oluyor.Birbirimizi inandırdığımız kadar gerçeğiz. Bunu hiç bilmemeli belki. Ya da herkes bilmeli. Belki de bunun üstüne gitmeli. Oradan yürümeli. Yapa yapa, göre göre, duya duya edindiğimiz tecrübeleri içimizdeki iyiyle yoğurmak hislerimizin işi. Zeka mıymış bu yarışın kazananı, hep düştüğünüz yalanlar gibi. En başta kendini kabul etmek aslolanı. Yoksa ağlarız hep düzene. Kimi terk edildim diye düzende, kimi olmadığını bildiği düzenleri kurmaya çalışırken, sızlanma doludur bütün odalar. Yıllar sürer belki kabul etmek, bazısı kabul etmiş doğar, veya büyür, hiç kabul etmeyen zaten ölür. Ya da çıldırır. Belki de deliler yaşar sadece bu h