Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kuş Kafası

Kendi kendine dönüp bakmayı artık azaltmalısın. Yani bırakmamalısın gitmek istemediğin yerlere gittiğini görüyor olmak açısından ama azaltmalısın. Kurduğun ve öne sürdüğün sosyal profile açıp açıp bakmamalısın. Çünkü bu sadece öne sürdüğün şeye hayran olmak ve kendine güvenmemekle ilgili. Kötü ve beter gibi. Hani   bıraktığın anlar var ya. Bırakmak olumsuz   bir anlam değil aslında. Kendine inanarak kendini bırakmak gibi. Çünkü kendine inanmak getirir bütün inanışları. Tutmaya başlama heyecanının tamamen faklı bir muadili   olarak, bırakmanın en başları huzur verdirir. Ve huzur melankolidir sana. Tüm iyi ortak noktalar umuttur.  Aslında bir de, bütün inanışlardan öte, her “o dönemde çok istediğin bir şeyi”, o kadar da düşünmemelisin. Ya da hiç isteyememek konusuna o kadar da takmamalısın.   Hayatta biriktirmek kadar harcamayı zorlaştıran bir şey daha yok. bütün pis ve vahşi düşünceleri aklına getirip, ölçüp tartıp, eliyorsun. Bu hitap ve kurgu konusunu bir türlü beceremiyo

Haydara Anlatmak

Döne döne her zaman vardığım yer unutmak, yani baş. Bu sıfatsız bir şey. Kategoriye sokamıyorum. İyi kötü diyemiyorum.   Bazen sondayım gibi hissediyorsam, illa ki bir süre sonra fark ediyorum ki oraların hepsi baş. Başların hepsi başka, yok kıyas. Karşılıklı hayatlar dörde ayrılır. O bana, ben öbürüne, öbürü başkasına, birbirimize. Yükseliş, düşüş, duruş, akış. Her şeyi de kafana takma. Bazen işte. Bazen denk gelir. Birlikteliği denk gelmeler oluşturur. Kah çıkarım gökyüzüne, kah inerim yeryüzüne. O sırada bazen seyirci bazen seyredilen olurum, bir anda da denk gelirim. Arada denk gelebildiklerimi kendime katmayı başarırım. Denkliği, çoğunlukla sürdüremem, ya da takip edemem. Sonrası hep değişken. Değişkenlik hayvanlardan farkım. Tek farkım zihin ve zihin bence değişkendir. İstediğim kadar mantıklı olayım. Sik gibi hissettiğim anlardır değişme sebebim, aslında hiçbir cevabı bulmadığımı sandığım anlarım. Aslında en güzelini ruhumu, aşkımı ve coşkumu inandığım anlar yaşar. O ka

Kendine Potpori

Küçük dünyaların dışına çıkmak, üstünlük değil. Bütün doğruları bulmuş gibi artizlik yapma. Dışına çık ama bütünden ve kendinden çıkma. Yüksek ego ve kabalık dışında hiç bir şeyin ağzına sıçma. Sabit belirlemiştim kendi belirsizliğimi. Gide gele vardığım çoğu yerde ‘ne gerek var’.   Olduğum günden beri hikayelerinizi empoze etmenize kılım. Uzaktan saygı duyarım, bir ucundan tutarım ama dayatmalar üzerinden oluşan bütün saygılara atarım var. Herkese de gider. Detaya girmeye fırsatı olmayanlara ayıp olacak ama. Her gün istikrar belleyerek aldığınız her pozisyonda, coşkunuzu kaybediyorsunuz. Döke döke kalmayan yapraklarınızla çıplaksınız.   Ben çıplak değilim, donum var. Her gün istikrar belleyerek dayattığınız her pozisyonda olayımı öldürüyorsunuz. Dünyadaki bütün olayım çözüp, bırakmak. Herşeye açığım, dayatmaya karşıyım. Çoğalmayla ilgili de bir takım fikirlerim var. Ne gerek var? Durmadan gidersen bekleyemezsin. Beklemek sinmez içine. Sonra bir durursun. Beklemezl

Mutfak tecrübesi

Kurgu yok. Kurgusuz akıyor cümleler sanki. Kurgusuz dönüyor sanki dünyanın sevdiğim tarafı, doğal ve yalansız yüzü. Kurguda sunilikler. Bazen kayıp gibi, kurgusuzluktan unutuluyormuş gibi varılan sonuçlar. Kaybola kaybola keyfe varılır. Profesyonel yaşamcılar değiliz ve üstelik hikaye anlatmıyoruz burda.  Yıllandıkça basitleşiyor düşünceler. Yalansa yalan de. Gerekçeler hazır, hep orada bekliyor olması gerekenler. Kafana görelik sana ve cesaretine kalmış. Arzuna, isteğine. Gönlü paşa olanlar tatlı yaşıyor. Diğerleri esasen garibanlar. Oysaki hiçbişeyimiz normal değildi. Olmamalıydı da zaten.  Götümüz yese kedili teyzeler olup, çöp evlerde ölümlere kafa tutardık. Coşkumuz yerinde dursa dere tepe gezer, anlardan yaşam yaratırdık. Yenilmekten korkmasak, yani özde yarışmasak, bütün bunlar olurdu. Dünya'nın merkezindeymiş ya da hiçbiryerdeymiş gibi, heplik ve hiçlik peşinde yaşarken coşa coşa, denge denge diye normale fitlendik. Fitlenmeyek de napak? Varlıkla büyümüşlerin yoklukla i