Kendi kendine dönüp bakmayı artık azaltmalısın. Yani bırakmamalısın
gitmek istemediğin yerlere gittiğini görüyor olmak açısından ama azaltmalısın.
Kurduğun ve öne sürdüğün sosyal profile açıp açıp bakmamalısın. Çünkü bu sadece
öne sürdüğün şeye hayran olmak ve kendine güvenmemekle ilgili. Kötü ve beter
gibi.
Hani bıraktığın anlar
var ya. Bırakmak olumsuz bir anlam değil
aslında. Kendine inanarak kendini bırakmak gibi. Çünkü kendine inanmak getirir
bütün inanışları. Tutmaya başlama heyecanının tamamen faklı bir muadili olarak, bırakmanın en başları huzur verdirir.
Ve huzur melankolidir sana. Tüm iyi ortak noktalar umuttur.
Aslında bir de, bütün inanışlardan öte, her “o dönemde çok
istediğin bir şeyi”, o kadar da düşünmemelisin. Ya da hiç isteyememek konusuna
o kadar da takmamalısın. Hayatta biriktirmek
kadar harcamayı zorlaştıran bir şey daha yok. bütün pis ve vahşi düşünceleri
aklına getirip, ölçüp tartıp, eliyorsun. Bu hitap ve kurgu konusunu bir türlü
beceremiyorsun. Boşvermiyosun.
O insan kaybettikçe kaybediyordu birçok şeyi. Oysaki birçok
şey algı. Algıyı düzene sokmak toplum. Nadir bir bireysel çoğulluk var. Bunu
kötü algılarsan kötü. İyi algılarsan gayet iyi. Unutmak ne biçim bişey. Aynı
algıda kalmazsan,unutuyorsun çözdüğün bütün gerçekleri. Çünkü aslında
çözmüyorsun, sadece yaşıyorsun. Sadece yaşamak, çözmek peşinde olmaktan çok daha güzel, çoğu
zaman. Aslında bir tek bu çelişkinden büyük zevk alıyorsun. Sorgulamak ve
teslim olmak arasında gidip gelmek senin için zevk alabilmek. Hepsini yapmak ve
zamanda darbe almamak. İşte en sevmediğin çelişkin. Göze alacak kadar hiçbişeye
inanamaman. Göt.
Acaba gerçekten amaç edinmek mi dersin en güncel doğamız.
Evrimsel gerçeklikler. En pis düşüncelerden daha pis. Gerçekleştiğinde hep yeniyi
amaçlamaz mı bütün amaçlar. Mecburiyet hissediyorsun değil mi çoğu zaman? Her
şeyi yargılamanın en öncesinde, her zaman, kendini sorgula. Bir yerde bırak.
Sonuca var lütfen. Karar ver yani hep.
Tatlı olmalı çelişkilerin. Çünkü iyi taraf yenmezse hiçbir
anlamı yok. Gerçek olduğuna inandığın bütün anlar anlam. Gerisi kötü taraf. Ya da araf.
En çok muhabbete inanıyorsun. Varoluşuna güzel çoğulluklarda
anlam katabiliyosun. Bütün anlaşılma ve
anlaşılamama çabanın altında yatan en büyük alt metnin bu. Ve bazen sik gibi
bir insansın. Kendi kendine konuşman gereken şeyleri iyi bellemelisin.
En çok aradığım şey
insanlarda, en kötüsünü kendinden bilmesine rağmen gerçekten büyük bir iyi olma
çabası. Bunu en zıt anlamları ile düşünme. Korurken kendini, bilmeden kötü olan
veya var oluşunu egosu üzerine şiir yazarak aklayandan, sadece en çok inandığını yapıp, zarar vermeyebilirsin. Salt akmaya değil, zarar
vermeden yol almaya yükleyebilirsin bütün anlamları.
Yorumlar
Yorum Gönder