Ana içeriğe atla

Baş Kaldırıyorum



Böyle olmayadabilirdi. Biraz gel de buraya, eşitlenelim. Biraz geleyim de oraya denk düşelim.

Farklı algılardan kendine bakmaya devam edip dur. Burası kötüyü yazdığımız yer miydi?

 Yoksa hepimiz anlatıyoruz. Duyduğumuz felaketlere, oturduğumuz yerden çaba harcayacağımıza gördüğümüz bütün yanlışlara anında tepki göstersek, ne kadar farklı bir aynılıkta olduğumuzu daha çabuk görürdük sadece. Hızlı olurdu. Her halükarda kaba çoğunlukları da, mağdur azınlıkları da, büsbütün yalnızlıkları da yaratırdık. Çünkü biz her zaman aslında bundan keyif alırdık. Sadece yaparken parlamayı isterdik. sakinliklerimiz bile aslında çoğuldu.Beslenebildiğimiz kadar kişiyiz.

Akmadığını bildiğimiz mecbur anlara zorluyor, akmasını istediğimiz anlara kasıyor ve bıraktığımız anlarda yaşıyoruz. Hep deniyor olmamıza duyduğum saygı, neşe ile bıraktığım yerlerle sevişiyor. kötüyü desem bile her zaman iyiyi kastediyorum.

Bir zamanlar güven duygusu için mekan değiştirmem gerekiyordu. Yüklenmelerimin çaresini kaçışta buluyordum ama aynı zamanda da en ufak bir adım atmıyordum. Derler ki kendiyle yüzleşemeyen insanlar sürekli mekan değiştirmek istermiş. Yoksa neden değiştirmek isteyim ki tüm düzenleri? Kim diyo lan zaten böyle şeyleri? Ucundan tutacağım her şeyi illa önce kendimden bileceğim. Herşeyin tam olarak içine girip, kavramayacağım. İlla sıkıldığımda gideceğim. İlla bir süre unutacağım. Oysaki beklesem, sadece beklemek gibi değil sabretsem, sabrederken sadece baksam ve her zaman önce kendime çalışsam. Olabiliyor. Olduğu kadar. Keyif alabildiğim kadar. Her şey de coşkulu değil şu canına yandığımın dünyasında. Coşku konusuna acayip anlam yüklüyorum. hani bir gün coşsak 30 gün dursak.  ama o coşkuyu hep bulsak.Turgutun işleri bunlar. 

Olamadığım değil olmadığımı hatırladığım her anda, baştan başlamaya, sürekli devam edeceğim. Yoksa gerçekten ruhsuz bir insan olurdum. Ne kadar tembel küsüyorsam o kadar da çalışkanlığımı asla satmak istemiyorum. Bu aralar en çok içimden yapmak getiren şeylere tutunmayı seviyorum. Değer bulduğuma vermeye fitim. Gerisi pms ve genetik gerçekler. 

Sen nabıyon

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

an, anlam ve anlaşmak. ve bir o kadar sik, siklem ve sikleşmek.

Hani bir kıza kötü yola düştüğü için acınır ya.  O ney la?  Kim nereye düşüyor?  Ve düşenin arkasından kim bakıyor?  kim acıyor ve, Hangisi yargılıyor? Uzun kıvırcık mı saçı? Bugün onu bir bulsak ve ağlasak.  Düşmeyip de acıyanın arkasında kim var?  Kim belirliyor senin dünyadaki yerini?  Küçük yaşantım minnacık yaşamlarla bulanıyor.  Bulantılar hep kendime dair,  Bakıyorum da herkes bituhaf yaşıyor.  Para ve ilgi her daim göz boyuyor. şaşırmıyorum. Ve ben de bakıyorum. Denk olmanın bu kadar zor olduğu bu dünyada, Birey olmak bir yalandan ibaret.  Hangi kadın görmüş ki kendisiyle savaşmayan bir erkeği, ve tam tersi ve hangi insan kendi olmuş, herkesin dışına çıkmış,  kim ne yapmış, ve hangi koşul beliriyor bu gerçeği?  bence insanoğlu tümden bıraksın bu işleri.

Şarkımın Sözleri

Yükselsek keşke, yerden bir santim yükselsek yeter. Eksildik. Uzansak şöyle, hiçbir şey de sırtlanmamıştık oysa. Yorulduk.   Bazen uçmak iyidir. Hafifletir. Uçamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki kokular. O anı yaşama hissi. İklime göre dönüşür. Ağaçlara sormak lazım.   Akmayınca kendini ifade edemiyorsun. Kafanı karıştıran isteksizliğin. Umursayan senin yargıcın. Hissetmedikçe düşünmüyorsun. Üzülen senin çelişkin. Az şey isteyen bir doyumsuzsun sen.   Uyumak iyidir. İyileştirir. Uyuyamıyorsan yürümek iyi gelir. Sokaklardaki inişler. O her şey yolunda hissi. Bir anda değişir. Çıkışlara sormak lazım.        

Dinleniyorum

--> Sol gözüm kördü rüyamda. Bütün baktığımda görüyordum eksikliğini. Sağdan bakınca her zaman olduğundan daha   azını görüyordum. bakmıyormuş gibi yaptım, çok zorlandım.  Hiçbirini düşünmeyip kendini düşürtecek kadar zorladı o da. Kafayı ona takıyodum. Zor geliyordu eksik görmek. Ne gerek vardı? Düşsün o da. Ama oluyordu. Bir tarafı kör konuşup duruyordu durmadan. Sen ben hiçbirisi gibi değil. boşvermeyi bilmiyordu gerektiği kadar, gerektiği yerde. Sınırları iyi bilerek zorlamadan görürdü minnoş. rüyamda kör. bir tarafımın gözü. gözlüksüzlük kimse ezilemez ve kimse ezemezdi sonucunda gerçekliğimizde.