Sorgulamaya başladığında aşkı var, psikolojik milyar faktör var, dini
var, siyaseti var. Nerden baksan trilyarlarca kafa yapan atmosfer var. Zorlama.
Maddi gücün var, çok kral. Manevi tatminin var, ideal.
Sağa sola bakma, öze bak gevşekliği görmek için ve söze bak,
keskinliği duymak için. Tamamen toplumsal.
Düşünsene. Bir zamanın hükmünde, özgürlüğe ve her şeye tanım
biçiyor, hissediyor ve ne hissediyorsan söylüyorsun. Kendini hiç küçümsemiyor
musun? Önce her şeye değer verip, sonra kendini önemseyip, en sonunda
küçümsemiyor musun? Sonra insanlara bakıp, herkes ne kadar mal diye düşünmüyor
musun? Hemen ardına bildiğin kadarını bilmediklerine oranlayıp kendini
eziklemiyor musun? Bildiğin her şey değerli mi? Kadını erkeği, gelişmişi gelişmemişi,
aynı mal bu dünyada. Algıladığın kadarı ile dünya sadece, ötesine açıklama
getirdikçe, hissedebildikçe. Çoğu şey ruhundan geliyor zamanın.
Bir kadın varmış, o zamanlar kızmış. Yorgun zamanlarına hep
birilerine kızmış. Ama kadın ve adam ayağı, ayak izleri değil gerçekten tabandan
gözüken ayak resimleri. Nereden girmiş bu duygusallık. Ancak sanatsal olunca
anladığı, hani sadece ancak sanatla bir şeyler kattığı. İnsan soyuna inanmayı
asla bırakmadığı. Alkış veya alkış almak değil, sanat babam afedersin. Can gibi
ruhsal bi vurgun, an gibi melan bi koli.
Yoksa gerisi acizlik dışında hep bir nyeeee. Yakmayı sevdim
ergenlik üstü.bir nefes oksijenin ömür boyu keyfini değiştim ömür öncesi son
bulan sigara keyfine. Ötesinin oluru belki ben değilim, sen. Ne olur kabul et
benim bütün halimi.
Derdime ne biçim derman oluyor. Zorlamıyorsam halimi
bundandır. kamyonlar ve belediye işçileri yol çizgileri çekiyor. Ve benim
samimi olmam için, geçmişte somut acılar yaşamış olmam gerekiyor. somut
yokluklar, ve somut başarılar, ve para. Ya da yalnızlık. Hangi birine değer
biçeceğimi şaşırdım bu dünyada. Barışık olarak gerçekliğe, ve yeni ilişkiler
üstüne, kitap yazarsın. Ama eski ilişkileri de, zorundalık üstüne bir şekilde
kurulan dengeleri de sik.hayat sik ve am üzerine kurulu. Bunu asla
unutmamalısın. Bu noktada istisnaları da asla yok saymamalısın. Dengeyi
denk geldiğin herkese hatırlatmalısın.
Bir bakmışsın yalan
olmuş, bütün kavram, anlam. Milyarlarca odanın hangisine gittin de
girdin. Arkadan kilitleyip anahtarı yok mu ettin. Özen fikrim benim,
sarıldığında hissettiğin. Anlamı yok öfkenin. Nasıl olsa yalan olmuş, bütün
kavram, anlam. Kendini tekrar edermiş hep yaşam. Yine an, yaşayabildiğin kadar
an. Birikmez ki hisler. Senin ihtiyacın zaman, anlam.
Gerçekten konuştuğunda kaldıramadığım yükün, sıkıntı değil
çözümsüzlük bana. Bilirsin, bu yol sana gidiyor. Bilirsin, anlamsızlığın da aslında
bir anlam. Kaybolduğunu düşündüğün benliğin gözlerinin içinde alev alev
yanıyor. İğreti bulduğun hevessizliğin dudaklarının kenarında duruyor.
Kaybettiğin umudun sokaklarda geziyor. Birileri bahçelerde her zaman aynı ifade
ile gül kesiyor.
Bölünemezsek bin bir düşünceye, odaklanıyor zihin tek bir
şeye. Bana sorarsan çözülmek asıl olan an. Birikmez ki çözülmeler. Sadece
yaşanıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder