Bir yanında rahatlık, bir yanında merak. Her şey bir uğraş.
Evet haklısın zeka ve o zekayı yönetime kullanmak beşeri başarı. Benim başarım
sadece merak ve ilgi duyduğum, ya da sadece rahat olduğum. Merak duyduğum şeyler hep tuhaf. Rahat olduğum
yerler kaygan. Tekilken basitleşen her şey çoğulken zorlaşıyor. Hayvan gibi
yaşayamıyoruz. Benim kadınımın özü hayvan. İnsanımın özü muhabbet. İnsanlar
birbirini dürtüp duruyor. Hep daha fazlası var. O yüzden sürdürebildiğim tek
şey kendim oldum bu güne kadar. Ve kötü alışkanlıklarım. Bir de topaç. Bir
çeşit inanç. Ne dersin hiçbir şey gerçek değil midir? Anlatırsın en büyük
gerçeklerini, en büyük gerçeklerine hayran olurum. Güzel anlatıcılara oldum
olası ilgi duyarım. Ve güzel dokunanlara. Güzel bakanlara da.
Biliyorsun gitgide zorlaşıyor. Uçuculuğu hangi gün tercih
ettim hatırlamıyorum. Mükemmeliyetçilik diye yutturmam hiçbir durumumu. Hikayem gerçekçidir. Hevese
çalışkan, rutine tembel benliğim.
Kafamı karıştırmaktan zevk alıyorum. Ve rahatlamaktan. Kafamı
karıştırabilen veya rahatlatan her şeyin peşindeyim. Bu aralar çok gevşek
duruyorum. Bu defa düşeceksem yüksekten düşeceğim.
Çoğulluğa duruyorum.
Bir de biliyorsunuz değil mi? yakarsa dünyayı garibanlar
yakarsa haklıyken haksız durumuna düşerler. Çünkü sonuç önemli. garibanlığın
ilk üç günü iyiydi, sonra bozdu denilir. Garibanlar daha da çok ezilir.
Çünkü en gerçek şeyleri en basit şekilde yaşamak değil,
sunum önemli. Eğlenceli kavga, parlak nefret, tarzlı isyan, ışık veya sadece
şeytan tüyü. İlgi çektiğin veya ilgini çeken kadar. Yani zaman gerçirmekten
hoşlanmak ruhumuzun özü. Empatiden ağlamıyoruz. Ağladıklarımız ya kendimiz ya
da kendimizden bildiklerimiz. Asla olmayacağımızı düşündüklerimize acımak
saygısızlığımız, yok saymak densizlik. Ama bunlar özümüz. Her şeyin ortası
yapaylığı doğuruyor. Sonunda vardığımız her yer aslında at kafası.
Kadının bakışı varmış. Dünyanın gerçeklerini anlamaya içi
daralmış. hayal de değil isteği, mantıklı bir masalmış. Oysaki yaşam her defasında,
sikip atarmış.
Bütün iyi iletişim kendini sevmek kadarmış.
Her
şey anlamsızlaşacak ya bir anda. Müzikler, cümleler, eylemler. Boş verebildikçe
sabrediyor, gülebildikçe sürdürüyor, dokunuldukça rahatlıyorum. Rahatladıkça
var oluyorum.
İzin verirseniz kalbim kaşınıyor ve kalbimi kaşıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder